RAP
Rap müzik 1970'lerin başında New York'un siyah gettolarında doğdu. Harlem, Bronx gibi siyahların yoğun olduğu yerlerdeki ezilen ve siyahi müzisyenler rap'in temellerini attı. Jazz, R&B (Rhytme and Blues) ve Funk müziklerini karıştırıp bir beat (müzik altyapısı) yapıp üstüne de rhyming (uyak) yaparak Freestyle doğaçlama olarak yeni bir müzik akımını başlattılar, RAP. Rap İngilizce'de zaten vuruş demektir. Bunların yanında insanların adrenalin, reklam, illegalite ve en önemlisi sanat ihtiyaçlarını karşılayan GRAFFITI sanatı özellikle Paris, New York ve Berlin başta metropollerde ve gettolarda kendine yer buluyordu. BOL GİYİNMEK ise düzgün fiziği belli etmeyi ve dar giyimden oluşan rahatsızlığı protesto ve insanları özgür bırakarak rahatlığı ön plana çıkarıyordu. BREAKDANCE ise gerek figürleri gerek çeşidi ve gerekse fiziği kullanışıyla aşırı efor ve heyecan isteyen bir dans türüdür. Bugün rap müziğin kurucusu ise DJ Kool Herc olarak kabul edilmektedir. Rap müzik seksenlere kadar ciddi anlamda bir ilgi görmedi. Ama seksenlerde müzikle beraber teknolojinin de gelişmesi rap'te kullanılan sampleların (üst müzikler) rock, klasik müzik v.b. türlerin de çoğalmasıyla rap ciddi anlamda bir patlama yaşadı. Rapperlar çeşitli düetlerle adlarını duyurmaya başladı. Bu sayede rap başta Amerika ve Avrupa metropolleri olmak üzere tüm dünyaya yayılmaya başladı. Rap'teki bu zenginlikte rap'e oldskool, newskool, gangsta gibi kollar kazandırdı. Ama bunların en önemlisi East Coast, West Coast ayrımıdır. West Coast Rap daha çok seks, para, silah, hayatın güzelliklerini konu alırken, East Coast Rap daha politik, depresif, adaletsizlik, eşitsizlik gibi konuları ele alıyordu. Dediğimiz gibi Rap gelişmekteyken tabi bunu ilk fark edenlerden biri de.Uluslararası Kapitalist Müzik Şirketleri oldu. Rapper'larla büyük anlaşmalar yaparak, geniş reklamlarla rap üstünden milyarlarca dolarlar kazanmaya başladılar. Özellikle Rap'teki DISS olayı yani laf atma, inanılmaz reyting sağlıyordu ve satışları da artırıyordu. Doksanlarının sonuna doğru tüm dünya gençliği Hip-Hop Kültürü'ne (maalesef körü körüne moda olduğu için katılanlarda dahil) katılmaya başladı. - Rap Neden Poltiktir? Rap 1970'lerde metropolün fakir siyah gettolarında doğdu. Siyahlar dünyaya demokrasi getirme yarışındaki Amerika'da her zaman 2. sınıftırlar. Lenin'in en güzel tahlillerinden biriyle; Dünya ezenler ve ezilenler olarak ayrılmıştır. Bu yüzden rap ezilenlerin müziği olarak doğdu. Bugün Fransa'daki rapperların çoğu siyah yada Arap, Almanya'da da siyah yada Türk, İngiltere'de ise yine siyah yada Hintler bu işi yapıyorlar. Çünkü rap 2. sınıf olmak, bir yerlere ait olmamak (ulusal ve bireysel bazlarda), ezilmişlik, itilmişlik insanları agresifleştirir, suça teşvik eder. Bu yüzden rap'te bol küfür ve hakaret vardır. Rap'in ilk dönemlerinde Amerika'da beyaz adam'a karşı, siyahların ezilmişliği, Avrupada azınlık- yabancı olmanın burukluğu ve ana ulusa entegre olamama sorununu ele almıştır. Pop gibi düzenin müzikleri sadece aşk ve güzellikleri konu alırken, Rap altmışlardaki isyan bayrağını Rock'tan kapmış bulunuyordu ve protestliğin tahtına oturmuş durumdaydı. Rap, işbirlikçi- yalancı politikacılara küfretti, çalışanların sorunlarını anlattı, dünyanın içinde bulunduğu durumu izah etti, sistemdeki aksakları eleştirdi, her ne kadar Amerikan orijinli bir müzik olsa da (gerçi kökeni değil, düzene bakış açısı önemli) emperyalizme, kapitalizme, siyonizme, adaletsizliğe, eşitsizliğe, insanlık gibi temel değerleri anlattı. Örneğin sevilmeyen bir politikacıya sadece sandık başında ve toplumsal baskılarla cevap verilebilirken, müzik yapmak uğruna sanatı katleden bir müzisyene kasetini almayarak cevap verebilirken, rap'te bu kızıldığı her anda belli edilebilir. Rap'te FREESTYLE vardır yani doğaçlama, Anadolu'daki aşık atışması gibi. Örneğin o dönem sosyal uçurum artmışsa zenginlere, ülke bütünlüğü tehlikedeyse bölücülere, sevgiye karşılık alınamıyorsa aşka bile sözlü saldırıda bulunulabilir. İşte Rap bu yüzden pop gibi kişiyi aşkla kısıtlamaz. Rap aşka bile eleştirel bakar, seni seviyorum, sana ölüyorum tarzı tekdüze ifadelerle değil içten geldi gibi anlatır. Kısacası Rap= Özgürlük - Türkiye'mizde "Türkçe Rap": Rap'te kullanılan altyapılar her ne kadar da etnik motifler taşısa bile rap'te esas olan dildir. Bu yüzden Türkiye'nin Rap'i TÜRKÇE RAP'tir. Ama ilginçtir Türkçe Rap'in temelleri Türkiye'de değil Almanya'da atıldı. Her ne kadar demokratik görünse de neo-nazi temellerinden kurtulamamış olan Almanya'da ezilen azınlıklar ve yabancıların yaklaşık 4 milyon nüfusla Türkler gelmektedir (Bu sırada Almanya'nın nüfusu yaklaşık 80 milyon). Almanya'daki Türkler doksanların başından itibaren Türkçe Rap'e yöneldiler ve 1995'te Cartel'le beraber Türkçe Rap patladı. Tabi konular belliydi. Modern Almanya'daki Türkler'in ezilmişliği, adaletsizlik, sadece Türk olduğu için dışlanma (ister Diyarbakırlı, ister Trabzonlu hepsi aynı!), entegre olamama, anavatana duyulan özlem hafiften milliyetçiliği de taşıyordu fakat bu hiçbir zaman faşizan düzeye ulaşmadı. Bu Türkiye için bir ilkti. Daha sonra 2000'lerde Nefret'le beraber toplumsal sorunlar irdelenmeye başlandı ve ciddi anlamda politize olmaya başladı. Özellikle Rap son dönemde tekrar bir parlama dönemine girdi her ne kadar ticari'leşse bile... - Neden Rap sevildi? Neden rap'i sevdik? Türkiye'de rap'in kemik tabanı oluştu ve oluşmaya da devam ediyor. Türkiye'de rap herhangi bir gruba ait değil. Rapper'lar değişik kesimlerden geliyorlar. Türkiye'de rap'in sevilmesinin bir önemli nedeni de yurtdışında olduğu gibi etnik gruplar yerine halkın kaymak tabakası ve marjinal kesimleri hariç tüm kesimlerine kucak açması. Bu yüzden Rap kendini iyi anlamda kabul ettirmeyi başardı. Bankaları hortumlanan, birbirine kırdırılmaya, bölündürülmeye çalışılan, en temel değerlerinden biri olan dini bile değiştirilmeye çalışılan, gençliği para, seks, v.b. beyin yıkayıcı'larla apolitize edilmeye çalışılan, emeğiyle-namusuyla yaşayan bir 3. dünya ülkesi'nin evlatları da o millet gibi protest ve pesimist olacaktır. İşte bu yüzden rap her zaman olacaktır... - Son Olarak; Üstat X ve Rap Faktörü: 2005 yılı biz rap dinleyicileri ve rap müziğiyle uğraşanlar için ilginç bir olaya denk geldi. Üstat X Faktörü Üstat, kendi kişiliği içinde 80'lerin zencisi, Hintlisi, 90'ların Almanya'da ezilen Türk'ü özelliklerini bir protesto gibi bizlere haykırdı. Hortumculara, sülüklere, beyin yıkayıcılarına karşı kendi felsefesini ortaya koyarak yeni bir bakış açısı kazanmamız için bizlere yardımcı oldu, yaydığı floresan ışıkla bizleri de aydınlatmayı başardı. O, etnik, estetik, dramatik, bombastik tüm değerlerin üstünde bir söyleme kalkıştı ve onun doğurduğu hacimsiz, şekilsiz ve darmadağın boşlukta bizler de kendimize ait sesleri, sözleri diğerlerine duyurabilmek için kendimize özel bir alana kavuşmuş olduk Yeeep! Respect to him! Cemşit Clarté a.k.a
GRAFFiTi
Graffiti kelime olarak eski yunan etimolojisinden kalma graphein = yazma anlamına gelen bir kelimeden türemiş, italyancadan sgraffito günümüze okuma ve söyleme yanlışı olarak graffiti olarak gelmiştir. Grafiti insanlığın varoluşundan beri hüküm sürmektedir. Fransa'daki Lascaux mağaralarında ilk insanların mağara duvarlarına kemikler ve taşlarla kazıdığı resimlere rastlıyoruz. Aynı zamanda ilk insanın stensil ve sprey tekniğini de uyguladığını, renklendirilmiş toz ve kemikler yardımıyla silüetler yaratmasından anlıyoruz. Antik Yunan'da üzerine notlar kazınmış çeşitli kil parçaları bulunmuştur. Pompei'de yapılan kazılarda ise sloganlar, resimler ve müstehcenlik içeren grafiti örneklerine rastlanır.
1904'te tuvalet grafitisine odaklanan ilk dergi Anthropophyteia çıktı.Daha sonra 2. Dünya Savaşı sırasında naziler duvarları yahudilere karşı propoganda aracı olarak kullandılar. Bununla beraber grafiti, protestoları genel halka tanıtmak için direnç hareketlerinde de önemli bir iletişim aracı olarak kullanıldı. Buna örnek olarak 1942'de broşürler ve resimli sloganlar aracılığıyla Hitler ve rejimi hakkında konuşan bir grup almandan oluşan The White Rose'u gösterebiliriz. 1960'lar ve 70'ler deki öğrenci isyanları sırasında protestocular posterler ve boyanmış kelimeler kullandılar.
1980'li yıllarda aktif olarak New York şehrinde ortaya çıktı ve dünyaya yayıldı.Ama geçmişi Taki183 denen bir postacının her gittiği yere imini yazmasına dayanır ve zaman içinde graffiti gelişir.New York'ta trenler duvarlar rengarenk değişik karakterli yazılarla süslendi.İllegal oalrak yapılan bu sanattan New Yorklular hiç memnun olmasalar da graffiti sanatçıları yaptıkları işin keyfini çıkarıyordu fakat daha sonra graffiti sanatçılarının vandal olarak nitelendirlmeye başlamasına neden oldu.
Graffiti zaman içinde Önce Avrupaya daha sonra Asya ülkelerine kadar yayıldı.Writerlar videolar çıkarmaya başladı Wildstyle ve Style Wars gibi videoları şimdi Dirty Handz 3,Bajo Tierra 3 ve Overdose gibi videolar takip etmekte.Bununla da kalmadı sadece graffiti sanatçılarına özel sprey boyalar üretildi,cap diye tabir edilen değişik boyutlarda boya püskürten boya başlıkları üretildi ve graffiti günümüzde düzenlenen graffiti organizasyonlarıyla dünyada ve ülkemizde yayılan bir görsel sanat olarak yoluna devam etmekte.
BREAKDANCE
Break dance, "sokak dansı" olarak da bilinen hiphop kültürüne ait dans türü.
1970'li yılların başında New York kentindeki Afrika kökenli Amerikalı gençlerin hareketlerinden esinlenerek ortaya çıkmıştır. O dönemlerdeki rakip çeteler, birbirlerine üstünlüklerini breakdance yaparak kanıtlamaya çalışmışlardır. En zor hareketleri yapan dansçının üyesi olduğu bu çete, bu sayede o bölgede üstün konuma geçerdi. Günümüzde breakdance daha çok eğlence amaçlı olarak yapılmaktadır.
Bu dansı yapan erkeklere "b-boy" ya da "breakboy", kızlara ise "b-girl" ya da "break girl" denmektedir. B-boylar 1980'li yıllardan itibaren sadece breakdance yapan gençlere değil DJ'lere ve rapperlara da verilen ad olmuştur. Breakdance kültürü 1980'li yılların başında büyük bir patlama göstermiştir.
B-boy ve B-girl
Kız break dansçılara b-girl, erkeklere b-boy deniyor. Hiphop'a ait bir bölüm değil. Genellikle Break dans yapıyorlar ama bunun yanında elektro boogie, power, modern, techno, lowkick yapanları da görünebilir. Tüm dansları yapmakta Esenler'den Emilyo break dansta Yedikule'den Serdar ve İzmir'den Gizmo Türkiye çapında tanınmakta ve beğenilmektedir. Break dansın tarihine baktığımızda break dans Güney Amerika daha açıkçası Brezilya'dan alınan CAPOEİRA sitilinin Amerikalı sokak çocukları tarafından değiştirilip şu anki sitiline uyarlanmış halidir. Amerikalıların bulmasına rağmen gerek hiphop gerek break dans alanında Almanya dünyanın en iyisi olduğunu gösteriyor. Daha önce de söylediğimiz gibi rock ve hard rock bu ülkede çıkmıştı Almanya için alternatif müzik ve alternatif hayatın merkezi diyebiliriz. Break dans rap müziğinden önce çıktı ilk çıktığı zaman yaptığı stil şuan ki elektro müziğin aynısıydı daha sonra break dans elektro dans ismini aldı bugünün break dansı hiphop ortamında moda olunca bu ismi aldı. Break dansta şu anda yapılması en zor ve en çok uğraşılan hareket olarak airtrack ve airtrackli kombinasyon olarak görüyorum.Çok yozlaşmış olduğunu görüyor belki bu yozlaşmanın nedeni rap'e ait bir bölüm olmamasından kaynaklanıyor olabilir çünkü rapper kişilikte olan insanlar kendi yaşadıkları yerleri ve ortamları fuhuş ortamına çevirmekten kaçınır ve nefret ederler. Eskiden para kazanmak için break dans yapılırdı şu anda ise para verilip yapılıyor çünkü danstan daha çok beceri yarışması spor için yapılıyor. Hatta bazı Hıristiyan ülkelerinde manastırda siyahların break dans yaptıkları göreceksin. Bu break dans olayı bayağı bir yaygınlaştı. Hatta break dans yüzünden hiphop ve rap moda oldu her yerde bu stile uygun elbiseler satılmaya başlandı..!!
MC
Açılımı: Master of Ceremony (seremoni lideri veya orkestra şefi anlamına geliyor.)
Rap'te Şarkı sözünü yazan, şarkıyı söyleyen , rap stilini belirleyen, bass ve ritim ayarını müziğe uyduran kişilere Mc denir.
Mc bölümlere ve yaptığı işlere göre gruplara ayrılır. Mc : Solisttir. Bildiğimiz MC şarkıyı söyler ve rap sitili düzenlemekle hükümlüdür.
DJ
Açılımı: Disk Jokey.
Müzik akışını kontrol eden, parça seçiminde ve parçalar arası geçişlerde uyum sağlamakla görevli kişi.
WRiTER
Writer kelimesinin Türkçe anlamı Çizen, Çizer, Yazan, demektir, hip hop kültürünün dalı olan Graffitide ise , Graffiiti yapan ve çizenler için kullanılan Terimdir...
Nasıl ki Rap yapanlara Mc deniliyorsa, Graffiti yapanlarada Writer deniliyor...
Graffiti sokak sanatı olduğu için Writer'lar da sokak sanatçılarıdır...